EĞİTİM-SAĞLIK EKONOMİ GÜNDEM KÜLTÜR-SANAT

KİMLER KONUŞUYOR?. “DUYGU ALTUNTAŞ”

Merhabalar Sevgili Canlar,

Sevgiyle, güzel, aydınlık günler dileyerek bugünkü yazıma başlamak isterim.

Bugün, öncelikle klasik bir konu da olsa hepimiz için çok önemli olan hayat pahalılığından ve sürekli artan zamlardan bahsederek giriş yapmak istiyorum. Malum nereye gidersek gidelim, dışarıya sadece hava almak için bile çıksak adım başı para çıkıyor hepimizden. Market, pazar alışverişlerinden tut da, her türlü mecburi ihtiyaca kadar kendi standartlarımız ölçüsünde bir harcama yapmak durumundayız. Ancak, bu ekonomik sıkıntılar içindeyken düzenli olarak zam yapılırken aynı üründe veya hizmette iki farklı yerde neden bu kadar büyük bir fiyat farkı oluşuyor? Örneğin kuaföre gidiyorum bir yerde daha uygun bir fiyat varken başka bir kuaföre gidiyorum çok çok üstünde bir fiyatla karşılaşıyorum. Yani bu nasıl olabiliyor? Kendi aralarında oluşturdukları belli bir fiyat yelpazesi illaki vardır… Market ürünleri, pazarlar, benzin fiyatları, mazot, giyim, kira, gıda, sağlık, eğitim gibi birçok alanda ve esnaflar arasında maalesef çok fazla fiyat farkı oluşuyor. Gidelim şimdi 5 ayrı dükkana girelim; küçük bir su alalım, 5’inde de farklı bir fiyat öderiz. Gerçekten inanılır gibi değil ama her yerde her alanda bu maalesef böyle. Şimdi eski zamanları da düşünüyorum elbette arada fiyat farkı olurdu. Ekonomik sıkıntılar o zamanlar da vardı. Çok eskilere gitmemize gerek yok. Ürünün kalitesine veya sunduğu hizmete göre ufak değişiklik illaki gösterirdi. Bu da gayet normal bir durum zaten. Fakat şuan ki fark korkunç derecede büyük. Bunun da devletle veya başka bir şeyle bir ilgisi yok esasında. İnsanlar kendilerine göre, kafalarına göre, keyiflerine göre fiyat belirliyorlar. Daha makul olunmasından yanayım en azından diyorum ben. Nihayetinde hepimiz aynı gemide aynı rotadayız değil mi? Dolayısıyla umarım daha düşünceli olabiliriz.

Fiyatlar, artışlar derken bu arada seçim çalışmaları da olanca hızıyla devam ediyor. Oldukça değişik bir atmosfer hakim sokaklarda. Birçok vatandaşın kendine göre belirlediği bir aday var elbette kafasında. Kimisi milletçiyim diyor, kimisi AK belediyecilik diyor, kimisi topuklu efe diyor, kimisi de İYİ’ler diyor…

Peki genel gidişat nasıl Afyonkarahisar’da? Bence, benim gözlemlerime göre çok sürpriz bir sonuç olmayacak 31 Mart seçimlerinde. Çünkü Afyonkarahisar iktidar partisinin kurucu merkezi ve şuana kadar da bu durum hiç değişmedi. Halk bu zamana kadar iktidarın ve gücün yanında yer aldı. Görünen o ki bu durum devam edeceğe benziyor bana göre. Etraftaki konuşmalara baktığımızda ise görüşler çoğunlukla iki parti arasında gidip geliyor. Bazı kesimler CHP Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’dan yana olduklarını söylüyorlar. Yeni bir düzen, farklı bir bakış açısı diyerek güç gösterisinde bulunmaya, farklı bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bir diğer kesim ise AK Belediyecilikten yana olduğunu üstüne basa basa vurguluyor. Özellikle de Sayın Uluçay’ın dürüst, samimi ve çalışkan olmasıyla ilgili konuşmalar fazlaca duyuluyor. Az önce de dediğim gibi Afyon iktidarın merkeziyken, bugüne kadar hiçbir sol partiden bir Belediye Başkanı çıkmamışken bunun beyhude bir çabadan başka bir şey olmadığını da apaçık görmekteyiz. Afyonkarahisar her zaman iktidarın yanında olmuştur bu zamana kadar. Hal böyleyken AK Parti’nin adayı Hüseyin Ceylan Uluçay’ın şansının daha yüksek olduğunu belirtmek isterim. Tabii ki Afyon olarak en doğrusunun kararını gene Afyon halkının kendisi verecektir diyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.

Sonuç olarak: Devlette devamlılık esastır ilkesi her daim benimsenmeli ve ona göre hareket edilmelidir. Doğru olan da budur.

Özlü Söz: Şansını zorlama ey insanoğlu, olan olacaktır yorma kafanı.