MERHABALAR,
Sevgili okurlar, hepinizi buradan selamlıyorum ve güzel bir güne, ışık saçan günlerle dolu yarınlara, hep birlikte olmaya merhaba diliyorum.
Gün bugün ve kadın olmanın gururunu yaşadığımız bizim için kıymetli mi kıymetli 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ. Dünyada olduğu gibi canım Türkiye’mde de sevginin, saygının, hakkın, eşitliğin, değerin anlamı olan bu kıymetli gün dolayısıyla kadın olmanın güzelliğini; bazen zorluklarını dilim döndüğünce anlatmak istedim sizlere.
Evet, aynen öyle kadın olmak bir güzellik, naiflik, sevginin aynası, bütünlük, tamamlanmadır. Bunların en başında da tabiî ki kadın olmak; anne olabilmek, bir canı dünyaya getirebilmek gelir. Annelik hakkına sahip olabilmek, bu duyguyu tadabilmek yaradanın bize bahşettiği ne de güzel bir kutsallıktır değil mi?
Doğmak, doğurmak, var olmak, cana can vermek bütünün bir parçası olmak muazzam bir kusursuzluk. Dünyamız bu kusursuzlukta yaşam yolculuğunda bazen tökezleyerek bazen dimdik ayakta duruyor. Doğanın dengesini bulması için elbet bu yaşam yolculuğunun belli bir düzen içerisinde olması gerekli. Nitekim her şey bir bütün içinde kusursuz bir düzende var olmaya devam ediyor.
Peki kadının bu düzendeki yeri nedir? Günümüzde kadın hangi konumdadır? Geçmiş zamanlarda kadına önem verilmiş midir? Bu soruların hepsine bir cevap alalım.
Öncelikle kadının toplumdaki yerine, önemine bugünlere gelene kadar geçmiş tarihlerdeki konumuna bir bakalım. Tarih kitaplarını biraz karıştırdığımızda veya internette araştırma yaptığımızda karşımıza tarihteki ilk kadın hükümdar Tomris Hatun geliyor. Tomris Hatun M.Ö 6. yüzyılda yaşamış bir Türk kadınıdır. Türkleri birleştirerek turan birliğini kurmuştur ve adını tarih kitaplarına yazdırmıştır.
Eski Türk toplumlarında kadına çok saygı duyulmuştur. Öyle ki devlet yönetiminde, hakanların yanında hatun söz sahibi olmuştur.
Türkiye’mizin kuruluşundan itibaren baktığımızda ise sayısız olağanüstü başarılı ve güçlü kadınlar gelmiştir. En başta söylemek istediğim isim Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı olan Sabiha Gökçen, Türkiye’nin ilk kadın askeri pilotudur. Sabiha Gökçen gibi ilklere imza atmış olan daha nice Türk kadını vardır. Keriman Halis Ece – İlk dünya güzeli, Afife Jale – İlk Türk Müslüman kadın oyuncu, Safiye Ali – İlk kadın doktor, Semiha Berksoy – İlk opera sanatçısı, Feriha Sanerk – İlk kadın Emniyet Müdürü, Leman Altınçekiç – İlk jet pilotu, Süreyya Ağaoğlu – İlk avukat, Tansu Çiller – İlk kadın başbakan. İşte kadınlarımız her alanda, her yerde gücünü göstermekte, kendi ayakları üzerinde durabilmektedir. Bilimde, sanatta, eğitimde, hukukta, siyasette ve daha birçok alanda, hatta evde ailenin tüm fertlerini toplayan birleştiren olarak kadınlar her daim yer aldı, yer almaya da devam ediyor.
Günümüz Türkiye’sinde ben ve hemcinslerim kadın olmanın gururunu yaşarken maalesef zaman zaman büyük zorluklardan da geçmekteyiz. Bu devir her devir olduğu gibi güçlüklerin fazlaca olduğu, yanlışların doğru gibi kabul gördüğü, haksızlıkların hak gibi savunulduğu, cahilce beyinlerin orta yerde gezdiği bir zaman diliminden, büyük bir sistemsel bir düzenden başka bir şey değil. Bir yandan ekonomik sorunlar, yanı başımızdaki savaşlar, geçim sıkıntısı yani aslında hayatta kalabilme mücadelesiyle karşı karşıyayız tüm dünya olarak. Böylesi bir ortamda kadın olmak da elbette çok daha zorlaşıyor maalesef. Ancak hangi durumda, hangi olumsuz şartlarda olursa olsun kadının olduğu her yerde ilerleme, toplumsal bir gelişme olacaktır her daim. Bakın, şuana kadar gelen tüm toplumların büyük liderlerine hepsinin arkasında, yanında hep kadın yer almıştır. Bazen annesi olarak, bazen eşi olarak, bazen kız kardeş olarak bulunmuştur yanı başında. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın değerli eşi Emine Erdoğan da görüldüğü gibi her zaman Cumhurbaşkanımızın yanında en büyük destekçisidir.
Peki, kadın siyasette olmalı mı sizce?
Tabii ki kesinlikle ama kesinlikle olmalı. Siyasette kadın da olmalı ki bir düzen olsun. Toparlayıp, birleştiren olsun. Çok yönlü, ayrıntılı bir bakış açısı olsun. Evi kuran dişi kuştur misali evde olduğu gibi yönetimde, siyasette de kadınlar her zaman olmalıdır.
Özlü Söz: Kadın mücevher gibidir; parlar, ışık saçar
Değeri paha biçilemez kıymetlidir, güzelleştirir
