YANCI, YALAKA, YAVŞAK, DÖNEK, FIRILDAK, ÇIKARCI VE BENZERLERİ
Bu cümleler normal hayatımızda sıklıkla kullandığımız hep başkalarına yakıştırıp bazen sinirden bazen de hak edenlere verdiğimiz sözde sıfatlar.
Aslında kaba ve halk dilinde hakaretvari cümlelerden de oluşan BİR DİZİ KELİMELER ORDUSU.
Şimdi Türk dil kurumuna ve halk diline bakacak olursak;
—YANCI – düşmana karşı ilerleyen kuvvetin, yanlardan gelebilecek baskınlardan korunmak gereğiyle çıkardığı güvenlik birliği.
Peki argoda ne demek?
Yancı kelimesi aynı zamanda insanların yanında duran ve bedava bir şekilde yiyip içen kişileri ifade etmek için de kullanılmakta olan bir kelime olarak ifade edilebilir.
—YALAKA– TDK Sözlük yalaka ne demek?
Yalaka kelimesi, TDK ‘ya göre,Yani Türk Dil Kurumuna göre dedikoducu, sırnaşık, ikiyüzlü, arsız ve onursuz dalkavuk demek
Peki argoda -i. (yala-mak’tan [?]) halk ağzı.
- Geveze, boşboğaz kimse.
- Dalkavuk, sırnaşık kimse: Muhtemelen argodan günlük dile geçen ve son zamanlarda yaygınlaşan bu çirkin “yalaka” kelimesini önüne gelen uluorta kullanıyor
- Arsız, aç gözlü kimse.
—YAVŞAK- TDK göre bit yavrusu.
Peki, argoda; Yapışkan, yılışık (kimse).
—DÖNEK- İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse)
Peki, Argoda; verdiği sözden dönen ya da kanı ve düşüncesini sık sık değiştiren (kimse)
Kimya terimi asitli ortamda baz, bazlı ortamda asit özelliği gösteren kimyasal bileşik.
—FIRILDAK– TDK ya göre rüzgârlı havalarda dönen ve çember şeklindeki çocuk oyuncağına verilen isim.
Havalandırmak için oda ya da mutfakların pencerelerine takılmakta olan kanatlı araç ve gereç.
Peki, Argoda; Mecaz anlamda kullanılan dolap, düzen ve hileli işler. İnsanlar için mecaz anlamda kullanılan sürekli sözünü değiştiren ve sözünden dönen kişi.
—ÇIKARCI– TDK ‘ya göre Her işte yalnız kendi çıkarını düşünme durumu, menfaatçilik
Peki, Argoda; Halk arasında menfaatçi insanlara, bedavacı, çıkarcı ve beleşçi de denir. “Menfaat dünyası” tabiri ise, herkesin şahsi çıkarlarını düşündüğü durumlarda kullanılır.
Şimdi gelelim fasulyenin nimetlerine.. Yahu bu cümlelerin şu sıralar siyaset sahnesinde sıklıkla kullanıldığının farkında mısınız?
Hadi onu geçtim de insanlar öncelikle kendilerine bakmadan karşı taraf için nasıl oluyor da bu cümleleri kullanabiliyorlar?
Tercih ile bu cümlelerin ayırt edilmesi gerektiğini ne zaman TOPLUM OLARAK anlayacağız?
Sosyal hayatta pek çok konuda sıklıkla fikrimizi değiştirirken, kimse de peşine düşmezken, neden siyasette hemen bu cümleleri yaftalarlar insanlara.. Anlamış değilim.
Bir insana zorla istemediği tercih etmediği veya benimsemediği bir olguyu konuyu veya tadı, neden BÜYÜK KİTLELER zora ki beğendirmeye çalışırlar? Bunu da anlamış değilim. Peki çok mu önemli tercihlerimiz ve ya tercihler?.. Kime göre neye göre bu oluşum..
Peki, şöyle diyebilir miyiz acaba? Seninle aynı şeyi düşünmek veya tercih etmek zorunda mıyım veya seninle aynı yemeği, parfümü, giysiyi, rengi, arabayı, evi, okulu, vs şeyleri yapmak zorunda mıyım?
İşte siyasetin zora ki gerekliliği burada baş gösteriyor. Ya bizdensin ya da değilsin. Ve tam da kutuplaşma burada yeşeriyor. Sonra bunu yapanlar ortaya çıkarak “VALLAHİ HALKIMIZ KUTUPLAŞTI” diye fetva veriyorlar Çok garip gerçekten garip..
Taraflı veya tarafsız olmak özgürlük ve başkasının alanına müdahale etmek.
ÖZGÜRLÜK HER ŞEYİ AKLINA GELDİĞİ GİBİ SÖYLEYEBİLMEK HAKARET ETMEK ANLAMINA ASLA GELMEMELİ. Bir başkasının alanına girip onu rahatsız edici hareketlerde bulunursan, söz söylersen veya kıracak, incitecek dahası toplumun huzurunu bozmaya çalışırsan, işte senin özgürlük alanın orada ki sınırda biter ve bir başkasının özgürlük alanına müdahale edersin. Buda elbette ki yanlış bir şerit. Cumhurbaşkanımızın çok güzel bir sözü var. Modernizim altında adetlerimiz örflerimiz geleneklerimiz saygısızlığa uğruyorsa, biz devlet olarak gereğini yaparız demişti. Bravo tamamen katılıyorum sayın reisi cumhura..
İlişkilerde öyle değil mi? Her şey tavlayana veya tavlanana kadar sonra gerçek yüzler ve tercihler ortaya çıkıyor ondan sonra ülkemizde boşanmalar arttı diye maalesef haberler yapıyoruz. Yetmiyor kadın cinayetlerinin maalesef önüne geçemiyoruz. Kısacası toplumsal olarak psikiyatri uzmanlarına çok acil ihtiyaç var.
Geçenlerde bir aday (belediye başkan adayı) mültecileri sığınmacıları kayıtsız şartsız geldikleri yere göndereceğiz size sözüm olsun dedi.. Bir afyonlu olarak çok utandım bu açıklamaya. Yahu bu bir devlet politikası ve zor şartlarda ülkelerinden ölümlerden kaçıp gelmiş insanlar. Türklüğün ruhunda merhamet ve mazluma yardım düsturu varken, Hepsini nasıl bir kefeye koyabilirsiniz? Üstelik yerel bir belediye başkan adayı olarak.
Peki, o zaman size sormazlar mı? Sizin temsil ettiğiniz ve üst derecede konumda biri olarak, 35/ 40 yıldır ülkemize bir lanet gibi çöken dağda ki aşağılık teröristlerle yapılan mücadelelerle ve maalesef onların siyasi uzantıları olan partiyle, temsil ettiğiniz parti ne diye masalarda oturup demokrasiden bahsederler veya sıkı fıkı olurlar? Sanki bilmiyor musun? Partiniz uzun yıllardır onlarla içli dışlı? Seçmeninize ne anlatacaksınız peki? Meclis kürsüsünden bağırıp çağırmakla bu işlerin tutmayacağı bilmeniz lazım. Demek ki siyasi istikbaliniz ve tercihiniz çok daha önemli o zaman her şeyden…
Neyse ….Bu yazımızda biraz derin konulara girdik farkındayım. Ama bunlar herkesin bildiği fakat seslendirmekten imtina ettiği nazik konular.. Amacımız bu köşede kimseyi yargılamak değil. Zaten o bizim işimiz de değil haşa… Bende kendi köşemde kendi alanımda öz eleştiri hakkımı kullanarak düşüncelerimi paylaştım. Yazımda da dediğim gibi kimse katılmak zorunda değil, kimse de aynı duyguları paylaşmak zorunda da değil. Ama dikkat ettiğim bir konu var. Kimsenin alanına girerek rahatsızlıkta verdiğimi sanmıyorum. Dedim ya tamamen kendi düşüncelerim Katılan olur, olmaz herkese saygımız var. Başımızın üstünde yeriniz var vesselam..
Son söz “HER ŞEY DEVLETİMİZ VE ÜLKEMİZ İÇİN” DEVLETİMİZ VARSA BİZDE VARIZ..
Yüce yaradan herkesi ortak güzel ve yararlı tercihlerde buluştursun. Asıl olan vatansa gerisi teferruattır.
Kalın sağlıcakla, kendinize çok iyi davranın.